(SÂHİB, SAHÂBÎ, SAHÂBE, ASHÂB, SAHABE-İ KİRÂM, ASHÂB-I GÜZÎN )
Bir kişi ile birlikte bulunmak, onunla dost ve arkadaş olmak anlamına gelen ’’ Sohbet ’’ kelimesinin kökünden gelen, türeyen çoğul bir kelimedir ’’ Sahâbe ’’. Sahâbe’ nin tekili ise ’’Sâhib ve Sahâbî ’’ dir. Yani Peygamber Efendimiz S.A.S.’ i görüp, ona inan ve mümin olarak vefat eden her bir kişiye Sâhib, Sahâbî ; o gruba, zümreye ve topluluğa da çoğulu ifade eden Sahâbe, Ashâb denilmektedir. Ashâb için; bazan bu kelimelere ilaveten ’’ iyi ve seçkin insanlar’’ manasına gelen , Sahabe-i Kirâm veya Ashâb-ı Güzîn de denilmiştir.( Mehmet Efendioğlu.(2008).SAHÂBE, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, C.35, İstanbul, s.491-500).
Sahâbe nesli Resûl-i Ekrem’e gösterdiği bağlılık ve teslimiyet, ona verdiği destek, hem hayatında hem vefatından sonra İslâm’ın yayılması ve doğru anlaşılması için yaptığı olağan üstü çalışmalar sebebiyle dinde önemli bir yere sahiptir. Resûl-i Ekrem ve onun şahsiyeti hakkında bilinenler sahâbenin naklettiği tespitlerden ibarettir. Eğer sahâbeler olmasaydı bugün Kur’ân-ı Kerîm dışında Hz. Peygamber S.A.S. ve İslâm ile ilgili güvenilir bilgi bulunmayacaktı. Kur’ân-ı Kerîm’in sûre ve âyetlerinin iniş sebebleri, hadislerin vürûd sebebi, Kur’ân hükümlerinin pratik hayata tatbiki ve açıklanması ile Resûl-i Ekrem’in peygamberliği süresince yaptığı icraat ashâbın nakilleri sayesinde bilinmektedir.(a.g.e.,s.492.)
Kur’ân-ı Kerîm’in ’’insanlık için ortaya çıkartılmış en hayırlı ümmet ’’ diye tanıttığı sahâbîler (Âl-i İmrân 3/110) ümmet için de en değerli ve faziletli nesil kabul edilmektedir. Bu değer ve fazileti, taşıdıkları güçlü iman ve örnek davranışları sayesinde elde etmişlerdir. Onlar, İslâm’a girdikleri ilk andan itibaren güçlü bir imanla kabul ettikleri yeni dinin gereklerini tam bir teslimiyetle yerine getirmişlerdir.
Cenâb-ı Allah Hak Teâlâ Hazretleri Kur’ ân-ı Kerim’inde Sahâbileri övmüş onlar için şunları söylemiştir : Mûtedil bir ümmet olduklarını ( el_Bakara 2/143 ), Allah ve Resulüne iman edip tam teslimiyet gösterdiklerini ve büyük ecir kazandıklarını (Âl-i İmrân 3/172,173), Allah’ın kendilerinden kendilerinin de Allah’tan razı olduğunu ve ebedî kalacakları cennetin onlar için hazırlandığını ( et- Tevbe 9/100 )bildirmiş; Allah’a ve resulüne yardım eden sâdık müminler olduklarını ( el- Haşr 59/8 ), ihtiyaç içinde bulunmalarına rağmen başkalarını kendilerine tercih ettiklerini ve kurtuluşu hak ettiklerini ( el- Haşr 59/9 ), gerçek müminler olarak bağışlanacaklarını ve âhirette cömertçe rızıklandırılacaklarını ( el- Enfâl 8/74 ) haber vermiştir. .(a.g.e.,s.492.)
Hz. Peygamber Muhammed Mustafa Sallallahu Aleyhi ve Sellem’ de ashâbını şu kutsi sözleri ile anmıştır. İnsanlık tarihinin en hayırlı nesli ( Buhârî, Fezâ’ilü ashâbi’n –nebi,1; Müslim, Fezâilü-s Sahâbe, 211,212.). Ümmetimin en hayırlıları ( Müsned, V, 350 ). Cehennem ateşinin yakmayacağı kimseler ( Tirmizî, Menâkıb, 57 ). Ne mutlu beni görüp iman edene! Ne mutlu beni göreni görene ( Müsned, 5, 245). Ashâbım yıldızlar gibidir; hangisinin arkasından giderseniz gidiniz doğru yolu bulursunuz.(Aclunî, Keşfü’l Hafâ 1, 132.) Ashâbım hakkında Allah’tan korkun! Ashâbım hakkında Allah’tan korkun! Onları seven, bana olan sevgisinden dolayı sevmiş olur. Onlara kızıp kin duyan da bana olan kin ve düşmanlığından dolayı böyle yapmış olur. Onlara sıkıntı veren bana sıkıntı vermiş, bana sıkıntı veren de Allah’a eza etmiş olur. Allah’a eza eden de büyük bir felaketle yüz yüze gelmiş olur.( Men3akıb,59; el-İsâbe, 1,10 ).
Bir kimse düşünün, kefili Allah ve Resulullah olsun, bir kimse düşünün Allah’ın model olarak gönderdiği vahiyle emin kıldığı Resulün kendisinden sonra rol model tayin ettiği kişi olsun; gittiği her yerde tebliğ ve davetçi olarak birer peygamber şubeleri gibi çalışmış olsun, o kimseler ki peygamberi anlamak, peygamberin getirdiği yüce kitap aracılığıyla Allah C.C. anlamak için peygamberden bize miras kalan yüce şahsiyetlerdir. Kur’an-ı Kerim ve Sünnet’in taşıyıcısı ve aktarıcısı olmuş bu şühedalardan, bu yücelerden Allah C.C. razı olsun. Amin.
SAHÂBİ HAKKINDA KAYNAK ESERLER
Sahabiler hakkında çeşitli tarihlerde pekçok eser kaleme alınmıştır. Fakat bu sahada meşhur olanlar şunlardır:
- Ebû Ömer bin Abdilberr’in (368-463) “el-İstîâb Fî-Mârifeti’l-Ashâb” isimli eseri. Bu eserde 3 bin 500 sahabinin isim ve hayatları yazılıdır.
- İzzeddin bin el-Esîr’in (Hicrî 555-630) “Üsdü’l-Gàbe”si. Bu eserde 7 bin 554 sahabinin isim ve hayatı vardır.
- İbni Hacer-i Askalânî’nin (773-852) “el-İsâbe fî-Temyîzi’s-Sahâbe”si. Bu eserde 11 bin 783 sahabinin isim ve hayatına yer verilmiştir.
- Ebû Nuaym el-İsbehânî’nin (330-403) “Hilyetü’l-Evliyâ”sı. Bu eserde ise Suffe Ashâbı’nın hayatı zikredilmektedir.
- İbni Sa’d’in (168-230) “Tabakât” (Sahabiler Ansiklopedisi, a.g.y.,s:25.)
Mehmet Karasakal
Bu alanda yapmış olduğumuz çalışmaların tamamnını word belgesi olarak indirmek için tıklayınız
Son Yorumlar