Profesyonel iş yaşamında sıkça duyulan, evvelden bu güne söylene gelen bir söz vardır, “satış kar gibidir ” her şeyi örter, temizler. Bir satış pazarlama profesyoneli mesaisini aksatabilir, şirket kurallarının bazılarına riayet etmeyebilir, müşteri memnuniyetini sağlamayabilir, paydaşlarını zarara sokabilir, pazarını riske edebilir vesaire bir çok olumsuzluğu yaşayabilir. Ancak öyle bir şey yapar ki bu olumsuzlukların tamamını bir anda bir hamlede silebilir. Bu kendisinden beklenen ve yapması durumunda çalıştığı kurumun beklentisini karşıladığı anlamını taşıyan SATIŞ’ır. Satış kar gibidir her şeyi örter temizler.Şimdi buraya kadar olan kısmı bir kenara koyalım asıl meseleyi işlemeye çalışalım.

Şimdi, karın örttüğü yeryüzünün en aşağılık, en hayâsız en cani olaylarına gelelim. Evet, inanılır gibi değil ama terör de kar gibidir, milletlerin, toplumların ziyadesiyle devletlerin her türlü pisliğini örter. Zalime mağduru oynatıp onun bütün mezalimlerini siler süpürür, sanki hiç yaşanmamış gibi aklar paklar onu.

Bütün dünyanın şahit olduğu ve şu an yaşayan hemen her kesin halen hatırladığı en önemlisinden başlayalım 11 Eylül 2001 ABD saldırılarının etki ve sonuçlarından. O günün o anına kadar bütün dünyada ABD’ yi her kesin gözünde yeryüzünü kapitalizm uğruna kan gölüne çeviren bir süper gücün acımasızlığını ve zalimliğini teyit eden algısı bir anda değişmiş bu büyüklükteki bir zalime yakışır bir mağduriyet edebiyatı doğmuş adeta o ana kadar yaptıklarının tamamını unutturmuş hata daha büyük zulüm kapılarını da sonuna kadar aralamış ve kendilerince meşrulaştırmıştır.

George Washington, Thomas Jefferson tarafından kaleme alınan ve özgürlük isteklerini dile getiren Amerikan Bağımsızlık Bildirgesi’nin yayınlanma tarihi (4 Temmuz 1776) ABD’nin bağımsızlık günü olarak kabul edilmiştir. Fiili bağımsızlığı ise George Washington komutasındaki 13 Kolonin İngiltere ile Altı yıl süren savaşı sonunda, İngiltere başarısız olmuş 1783 yılında Paris antlaşmasıyla 13 koloninin bağımsızlığını kabul etmiştir. Bu girişi niye verdim çünkü bu ülke doğduğu andan itibaren başlıyor yeryüzünü kendi lehine yok etmeye! Bu tarihten 1900 lü yıllara kadar mütamadiyen Kızılderili Soykırımı yapılmıştır. Siyahilere olan soykırımları ise 2014 sonuna kadar devam edip gelmiştir. Kuruluş ile günümüz arasındaki tarihler arasındaki askeri müdahale, zulüm ve soykırımları ise adetsel olarak 200 ün çok üzerindedir, başlı başına bir doktora konusudur. Bundan dolayı yalnızca büyük olanların başlıklarını sayacağım sırasıyla, 11 Eylül 2001 tarihi öncesine kadar ABD’ nin yaptıkları:

=> 1898 yılında Meksika’yı işgal etti.

=> 1898 yılında Küba saldırısı.

=> 1921 yılında Nikaragua’yı işgal etti.

=> 1945 yılında Japonya’ya saldırdı. Hiroşima ve Nagazaki’ deki Atom Bombalı saldırılarda

              250.000 kişi kısa süre içerisinde katledildi.

=> 1949 yılında Suriye seçilmiş hükümetine karşı askeri darbeyi CIA aracılığyla destekliyor.

=> 1950 yılında Kore’ye girildi. 100.000 üzerinde halk katledildi.

=> 1953 yılında İran seçilmiş hükümetine karşı darbeyi CIA aracılığıyla destekliyor.

=> 1954 yılında Guatemala’da binlerce vatandaşı katlediyor.

=> 1955 yılında Endonezya, Kamboçya ve Laosta CIA aracılığıyla faaliyetler gösterdi.

=> 1956 yılında Mısır’ın uluslararası faaliyetlerine müdahil oldu.

=> 1956 yılında Küba’ya müdahale edip üç yılda 60.000 kişi katledildi.

=> 1958 yılında Lübnan’a girdi.

=> 1961 yılında Küba’ya karşı Domuzlar körfezi çıkarmasını örgütledi.

=> 1965 yılında Endonezya’da Suharto’yu destekleyerek 1.000.000 komünist katledildi.

=> 1965 yılında Dominik’e girdi. 10.000 kişiyi katletti.

=> 1973 yılında 23 Ocakta imzalan anlaşmayla Vietnam’dan çıktığında arkasında 1.000.000

              Civarında ölü ve çok sayıda sakat insan bıraktı.

=> 1970/1975 yılları arasında Kamboçya ve Laos’ta 1.000.000 insan katledildi.

=> 1973 yılında Şili’de CIA aracılığıyla 30.000 kişi katledildi.

=> 1976 yılında Arjantin’de sağcı genareller başa getirildi ve ilk tanıyan ülke ABD oldu.

               İlk başta 1.300 toplamda 30.000 kişi yaşamını yitirdi.

=> 1980/86 yılları arası Irak-İran savaşını körükleyen ABD, kendisi Irak’a silah satışı yaparken;

           İsrail’in de İran’a silah satmasına izin vererek kapitalizmin soğuk yüzünü en iyi şekilde

           sergilemiş, ABD ve İsrail’in sattığı silahlardan 1.000.000 insan hayatını kaybetmiştir.

=> 1982 yılında İsrail’in Lübnan’ı işgaline rıza göstermiştir. Amerikanın silahlarıyla binlerce

                   insan ölmüştür.

=> 1983 yılında Lübnan’a müdahale etti ve binlerce kişi katledildi.

=> 1983 yılında Grenada’yı işgal etti yüzlerce kişi öldürüldü.

=> 1986 yılında Libya’ya orantısız bir şekilde saldırıp, yaklaşık 1.000 sivili katletti.

=> 1989 yılında Panama’ya girip 5.000 kişiyi katletti.

=> 1991 yılında Irak’a girdi toplamda yaklaşık 1.300.000 Iraklı katledildi.

                Tecavüz ve sakatlıkların tespiti de mümkün değil.

=> 1998 yılında Sudan’a saldırdı. yaklaşık 300 kişi katledildi.

                  Şimdi dünyaya bu kadar zulmetmiş bir devleti düşünün, 11 Eylül 2001 saldırısıyla ” Terör Mağduru Olmuş” adeta Terör bütün pisliklerini kar gibi örtmüş, bir günde mağdur bir ülke durumuna gelmiştir.

Fransa’ya gelince durum ABD’den pek farklı değil. Fransa’nın adı bütün dünyada 1789 yılında gerçekleştirmiş olduğu Fransız İhtilali’nden dolayı sempatiyle duyurulmuştur. Ancak bu şöhretin altında kalmış, adeta kudurmuşçasına bu tarihten sonra bütün dünyaya saldırmışlardır. Kayda geçen bilinen katliam ve soykırımları kısaca aşağıda sıralanmıştır.

=> 1793/1796 yılları arasında kendi kırsalındaki Katolik Vendee Bölgesinde yaklaşık 600.000 kişiyi hemde sözüm ona o meşhur Devrimini hemen sonrasında.

=> 1954/1962 yılları arasında Cezayir’de 1.500.000 Müslümanı hunharca katletmişlerdir. Adeta vietnamın intikamını bu masum insanlardan almışlardır.

=> 1972,1990/1994 yılları arası Burundi de 650.000 kişinin ölümünde rol almıştır.( Belçika da yardım etmiştir) Hutu ve Tutsi kabileleri resmen birbirine kırdırılmıştır.

=> 1994 yılında Ruanda’da üç ayda Fransa’nın  deteklediği Hutu ordusu, 800.000 Tutsi ve bazı ılımlı Hutu’yi katletmiştir.

=> 1885 yılında 25.000 Vietnamlı öldürülmüş.

=> 1920/1954 yılları arası 500.000 Vietnamlı Fransızlar tarafından öldürülmüştür.

=> 1921 yılında Antep’te 10 ay içinde 6.317 kişi canice katledilmiştir.

=> Benin, Togo, Kongo, Orta Afrika Cumhuriyeti, Gine, Gine Bisav, Madagaskar, Senegal, Fildişi Sahili gibi eski Fransız sömürgelerinde Fransızlar tarafından öldürülen Afrikalıların sayısı 3 milyona yakındır.

Görüldüğü üzere en ufak bir ekonomik hesap için, hesapları kaç kişiye tekabül ediyorsa o kadar insan öldürmeye hiç tereddütleri olmamıştır. Tarihleri boyunca hep saldırı, taciz, tecavüz, katliam ve soykırım ve bozgunculuk yapmışlardır. İşte bu ülkenin başkenti Paris’teki Charlie Hebdo Karikatür Dergisi 7 Ocak 2015 tarihinde saldırıya uğruyor ve 12 kişi hayatını kaybediyor. Bütün dünya bazı Müslüman ülkeler dahi ayağa kalkıyor ve görülmemiş bir tepki veriyor. ( Bu tepki insani anlamda sonuna kadar gerekli ve yerindedir.) Yukarda saymakla tüketemediğimiz Fransızlar’ın da öldürmekle tüketemediği milyonlarca insanın katliamın ev sahibinde, sanki geçmişinde bir sokak kedisinin bile öldürülmediği bir ülkede bu olay olmuş gibi bir tepkiyle karşılanmasını açıkçası çok büyük bir şaşkınlıkla izledim. Hâlbuki en azından psikolojik olarak hazır olması gereken bir ülkeymiş gibi geliyor insana tarihine bakınca. Ölüm gerçekten acı ama her ölüm acı. Bir İsraillinin ölümü yüz Filistinin ölümüyle eşdeğer olmamalı, 1.500.000 Cezayirli’nin de ölümü 12 Fransızın ölümüyle eşdeğer olmamalı. Bir defa işlemsel olarak matematik buna izin vermiyor, ama daha önemlisi vicdanın da buna izin vermemesi.

Ne oldu şimdi tıpkı 1 Eylül’ de olduğu gibi 7 Ocak’ ta da geçmişi rezil, karanlık, barbar, katil ve sömürücü olan bir ülke temize çıktı. Terör yine kar gibi bütün pisliklerin üstünü örttü. Bir süper güç daha süper bir mağduriyet manzumesiyle kendini akladı, pakladı. Acı olanın ötesinde çok acı olanı ise kendi pislikleriyle Terörle temizleniyor olmaları.

Şimdi yazının başında bir kenara koyduğum iktisat temelli küçük paragrafa geleyim. Konumuzla ilgisiz gibi kaldı değil mi? Tam da şimdi bağlayıp huzurunuzda ayrılacağım. Kâr elde ediliyorken kara gerek kalmıyor, ne zaman ki işler kesata biniyor işte o zaman kar yağmaya başlıyor. Müslümanların da Büyük güçlere bir mesajı var HAYIRLI İŞLER…

“Amerika silah stok maliyetlerini denkleştirmek üzere; sıra Fransa’ da, Fransa’nın kampanyaları stoklarıyla sınırlı olacaktır. Hangi garibana çıkarsa artık. Bekleyelim “…