Hava kar soğuğuydu, inadına yağmur yağıyordu.

Gece de uzuyordu, şerefsizliğe inat hiç aydınlanmayacaktı.

Yas tutacaktı aydınlık yürekleri yananlara

Gece sinsiydi seziyordu, bir haller olacaktı, iyi hallere.

Sabah dörttü Ankara uyuyordu derinden.

Yalnızlığın tünelinde gidiyordu yalnız.

Gidiyordu sonu olmayan bir meçhule.

Değil bir, binlerce yüreğin atışıyla gidiyordu.

O şaşmayan menzile.

Uçakların kalkmadığı çocukların ağlamadığı

Ciğerine cigarasını, yüreğine hasretini çakarak

Depreşmiş acıları, ağlamaklı gözleriyle gidiyordu.

Gidiyordu! Anam! Avradım! Vatanım! Diye diye.

Sırtından vurulmuş ihanet acısıyla

Ve iltica ettiği duygularla gidiyordu.

Hüzünlü şiirlerin süslediği despot acıları anlatan şarkılarla

Yetim kaldı Analar! Avratlar! Vatan ve uğruna çektiği acılar.

Mehmet Karasakal